İlim Yayma Cemiyeti bünyesinde liderlik eğitimi alan Tuzlalı öğrenciler, İstanbul Müftülüğünce gerçekleştirilen Şehristanbul Buluşmaları’nın konuğu oldu.
İstanbul Müftülüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Öğrencilere hitap eden İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Hem genç hem de liderliğe aday olmak güzel bir şey. Aslında liderliğin doğuştan gelen yeteneklerle şekillendiği dillendirilse de, çoğu yeteneğin sonradan kazanıldığı biliniyor. Liderlik pek çoğu geliştirilerek kazanılan özellik ve yeteneklerle tamamlanıyor. Lider olmak demek kendisinden ve çevresinden sorumluk olmak, kendi dışındaki varlıklarla iyi geçinmek, anlaşmak, iletişim kurma becerisine sahip olmak demektir. Bu manada insanlık tarihi boyunca en büyük liderler hiç şüphesiz peygamberlerdir. Peygamberler toplumların dini liderleridir ama aynı zamanda siyasi liderleridir. Çünkü onların her biri toplumda idareciliği, iletişimi, insan ilişkilerini hatta devlet idaresini en iyi bilenlerdir.” dedi.
Liderlerin özelliklerine değinen Yılmaz, “Lider risk alan ve cömert olandır. Ehliyet ve liyakat çok anlamlı ve önemli. Talebelik yıllarımızda Mahir İz Hoca bizlere; ‘Bir iş için adam arıyorsanız genel manada şu sıralamaya göre önce liyakat ve ehliyetine, sonra doğruluk ve sadakatine, üçüncü olarak dindar olup olmadığı vasıflarına bakın.’ diye tavsiye vermişti. Siz doktor arıyorsunuz ama hiç cerrahi operasyon yapmamış. Siz dindar diye onu tercih eder misiniz? Etmezsiniz. Dolayısıyla hangi iş olursa olsun liyakat ve ehliyet bu işin olmazsa olmazıdır. Fetanet dediğimiz sosyal ve duygusal zekânızı geliştirmelisiniz. Karşısındakini anlayacak, onun duygularını yaşayacak ve onu sonuna kadar dinleyecek bir duygusal ve sosyal zekâya sahip olan insanlar daha avantajlıdır. Üniversite sınavında çok başarılı, mezuniyette çok puan almış matematik zekâsına sahip biri eğer sosyal zekâsını geliştirmiyorsa idarecilikte başarılı olamayabilir. İdarecilik duygusal ve sosyal zekâyı gerekli kılar.” diye konuştu.
İstişarenin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Lider olan kişi toplumu tek başına yöneten değil, istişare ile yöneten olmalıdır. Allah, vahiy ile teyit ettiği Peygamberine (SAV) ‘İş yaparken ashabına danış’; onlara değer ver ve önemse diyor. Allah, Peygamberine bile söylüyorsa bir yöneticinin çevresindeki arkadaşlarına danışması, reyine önem vermesi, görüşlerini sorması onun iletişimini, sosyal zekâsını ve toplumsal zekâsını güçlendirir. Tek başına karar vermek, çok fazla yanlış yapmayı doğurur. Ortak akıl dediğimiz, pek çok kişinin görüşünü beyan ettiği bir ortak platformda buluşacak idari kararlar vermek ve ondan sonra o kararın üzerine gitmek esastır. Hz. Peygamber (SAV) de böyle yapmıştır.” ifadelerini kullandı.