Peygamber efendimizin hicretini anlatan süre Tevbe 40
Mirac hadisesini anlatan süre Necm süresi
İfk hadisesini anlatan süre Nur süresi 11-26
Musa a.s ile Hızır a.s kıssasını anlatan süre Kehf 60-82..
Kuran-ı Kerimin toplama komisyonu başkanı olan sahabi Hz.Zeyd Bin Sabit.
Kuran-ı Kerim,Hz.Ebubekir zamanında Mushaf haline getirildi.
Kuran-ı Kerim, Hz.Osman zamanında çoğaltılıp dağıtılmıştır.
Kuran-ı Kerimde hakkında en çok ayet inen kavim İsrailoğullarıdır.
İmam Asım kıraat imamımızdır.Ravileri:1.Ravi:Ebubekir Şube,2.Ravi:Hafs Bin Süleyman.
Asım Kıraatı, yeryüzündeki Müslümanların büyük çoğunluğu Asım kıratını ve Hafs kıratını kullanmaktadır.Mushaflarda bu kırata göre basılmaktadır.
Enfal:Savaş ganimetleri demektir.
İsra suresini diğer bir adı da Beni İsrail suresidir.
Hicr:Medinenin kuzeyinde vaktiyle Semud kavminin yaşadığı bir yerin adıdır.
Abdestin farz olduğunu belirten sure ve ayet; Maide suresi 5 ve 6.cı ayetleridir.
Kuran-ı Kerimin ilk defa harekelerini göstermek için noktalama koyan;Ebul Esved ed-Düeli.
Kuranın harekelenmesi işine en son şeklini veren alim;Halil Bin Ahmet.
Baştan sona kadar tek bir konuyu anlatan sure Yusuf suresidir.
Mekke de son nazil olan sure;Müminun suresidir.
Abdullah Bin Mesud, tefsir alanında ün kazanmış bir sahabidir.
Kendisin Tercumanül Kuran ve Bahrul-İlim sıfatı verilen müfessir sahabi Abdullah Bin Abbas.
Garibul-Kuran terimi,Kuranda herkes tarafından anlaşılmayan kelimeleri ifade eder.
Müsebbihat olarak isimlendirilen sureler;hadid,haşr,saff,Cuma ve teğabun sureleridir.
Hudeybiye antlaşmasının gerçekleştiği olay, Fetih suresinde konu edilmiştir.
Seyyit Kutub’un tefsirinin adı Fizilali Kur’an.
Muhammed Hamdi Yazır’ın tefsirinin adı Hak Dini Kur’an Dili.
Hurf’u Seb’a :Kur’an’ı Kerim’in yedi harf üzerine inmesidir.
Kuran’ın bugünkü haliyle kitap halinde toplanılmış şekline ”Mushaf” denir. “ Mushaf”, “iki kapak arasındaki sayfalar” anlamına gelen bir kelimedir
Kur’an’ın bölünmüş olduğu 30 parçadan (fasikül) her birine cüz denir.
Vahiy katipleri: Zeyd ibn Sabit başkanlığında Ömer, Osman, Ali, Talha, Sad, Ebu Derda, Mikdad, Übey ibn Kab, Ebu Musa el-Eşari ve Abdullah ibn Mesud’dur.
Kuran, Arapça olarak kaleme alınan ilk mukaddes kitaptır. “Kuran Tarihi”, Prof. M. Hamidullah, s. 59
Mekke de ilk vahiy katibi: Abdullah b.Sa”d b. Ebi Sarh”tır.Medine de ise ilk vahiy katibi Übeyy b.Ka”b “ tır.Ondan sonrada Zeyd b.Sabit Ali b.Ebİ Talib
Taberi’nin yazdigi tefsirin tam adı;Camiu’l-Beyan an Te’vTli Ayi’l-Kur’an
Sebu’l-Mesani, Fatiha suresinin diger adıdır.
İstinsah yapılırken Kureyş lügatı esas alınmış ve çoğaltılan Mushaflar Basra, Küfe, Şam,Mekke, Yemen’e gönderilmiştir.
Hizb: Kur’an-ı Kerim’in her 5 sayfasına “1 Hizb” denir. Bir cüz 20 sayfa olduğuna göre 1 Cüzde 4 Hizb vardır.
Cebrail kimin kılığında insan şekline bürünürdü: DIHYE EL KELBİ
Kuranın en uzun ayeti : BAKARA 282 Bu ayetin diğer adı: MÜDAYENE AYETİ
Kur’an-ı Kerim’in ayet sayıları üzerinde ilim adamlarının değişik beyanları vardır Şöyle ki:
Nafi’a göre: 6217, Şeybe’ye göre: 6214, Küfe alimlerine göre: 6236, Mısırlılara göre: 6219, Şamlılara göre: 6226, Zemahşeri’ye göre: 6666 ayettir
Kur’ânın,hızlı okunduğu tilavet tarzına hadr denir.
Halen elimizde bulunan Mushaflardaki vakıf işaretleri Secâvendî’ye aittir.
Kur’ân-ı Kerim’in en yavaş okunduğu tilavet tarzına tahkik denir.
Ayet: Kur’an-ı Kerimin her bir cümlesine AYET denir.
Sure :Kur’an’ın ayetlerden oluşan her bir bölümüne SÛRE denir
Cüz : Kur’an-ı Kerimin 20 sayfadan oluşan herbir bölümüne CÜZ denir.
Mekkede vahy’edilen ayetlere MEKKÎ, Medinede inen ayetlere MEDENİ denir.
Sahâbeden, Kur’ân tefsirine dair en çok rivâyette bulunan ve tefsir alanında ün kazanan kişiler:
a. Ali b. Ebî Tâlib (40/660).
b. Abdullah b. Mes’ûd (32/652).
c. Ubeyy b. Ka’b (30/650).
d. Abdullah b. Abbâs (68/687).
e. Ebû Musa’l-Es’arî (44/664).
f. Zeyd b. Sâbit (45/665).
g. Abdullah b. Zübeyr (73/692)
Kur’an’ın kelimeleri:Medenî Kavle göre : 77.934′dür.Mekkîlerce :77.437′dir.
Sûre itibariyle Kur’an’ın ortası:Mücâdele süresidir.
Âyet itibariyle Kur’an’ın ortası:Şuarâ süresindeki (Ve in nezunnuk’e)’dir veya (Ye’fikün) veyahut (Fe elkas-seharatü) dür.
Kelime itibariyleHac süresindeki (Azabül harik) veya (Vel cülud)’dur.
Harf itibariyle Kehif süresindeki (Malem testetı’ aleyhi sabra) veya az yukarıdaki (Lekad ci’te şey’en nükrâ) veya daha yukarıdaki (Velyetelattaf) dır.Bu kelimenin (T) si birinci yarıda, (L) si ikinci yarıda kalır.
Kur’an ilmi,”Tefsir” ve “Kıraat” olmak üzere ikiye bölünürKur’an’ın muhtelif vecihlerle okunmasını öğreten müesseselere “Dâri Huffâz,Dâri Kurrâ” denir. Kur’an okuyanlara Kurra’ denir. Ahdi Risalette meşhur olan
Kur’an okuyanlara Kurra’ denir. Ahdi Risalette meşhur olan
Sahabe Kurra’ şunlardır:Hazreti Osman, Hazreti Ali, Übey ibni Kâ’b, Zeyd ibni Sabit, Abdullah ibniMes’ud, Ebüd-Derda’, Ebu Musa El-Eş’arî.
Tabiînden olan meşhur Kurra’ şunlardır:
– Medine’de:Saîd ibni Müseyyeb, Urve, Sâlim ve Zöhri.
– Mekke’de:Atâ’, Mücahid, Tâvus, İkrime.
– Basra’da:Âmir, Nasr bini Âsım, Yahya bini Ya’mer.
– Kûfe’de:Alkame, Esved, Mesruk, Said bini Cübeyr, Şa’bî ve Nahaî.
– Şam’da:Mugire bini Ebî Şihab vesaire
Tehaddi:Kur’an-ı Kerim edip ve şairlere meydan okuyor ve bir sure veya ayetinin benzerini getirmelerini istiyor. Kur’an’ın bu şekilde meydan okumasına Tehaddi denir.
Mukataat-I Süver :29 sürenin basında geçen 14 harftir. İkisi Medeni 14′ü ise Mekki sürelerde geçer
Kuran-ı Kerim 42 vahiy katibi tarafından yazılmıştır. En meşhurları Mekke’de Abdullah b. Sa’d Medine’de ise Übey ibni Kab’dır.
Kuran da zikredilen en büyük rakam :100 bin rakamı saffat suresi 147. ayet ,en küçük rakam 1/10 Sebe:45
Tahkik: Kur’an okumada bütün unsurları ile tam hakkını verecek ve okuyuş hassasiyetinde en son imkanı kullanarak Kur’an okuma tarzıdır.
Hz. Muhammed’e (sav) ilk vahiy Mekke’de ki Hira Mağarasında gelmiştir. İlk vahiy “İkra” ayetleridir.
Hz. Peygamberin (sav) vahiy alış şekilleri yani vahyin mertebeleri altı şekilde olmuştur:
– Altı ay süren sadık rüyalar şeklinde gerçekleşmiştir.
– Uyanıkken melek görünmeksizin vahyi Peygamberin kalbine ilka buyurması ile gerçekleşir.
– Melek insan suretinde temessül etmesi ile gerçekleşir.
– Melek çan sesine benzer bir surette hitap ederdi ki en zor olanı buydu.
– Cebrail asli suretinde görülmüştür.
– Miraçta olduğu, gibi Allah’tan vahiy vasıtasız olarak almıştır.
– Vahiy Peygamber Efendimize kırk yaşında Ramazan ayında bir pazartesi günü gelmiştir.
KUR’AN’ı Kerim 23 yılda tedrici olarak nazil olmuştur. Bunun 12 yıl 5 ay 13 günü Mekke’de 9 yıl 9 ay 9 günü ise Medine’de gerçekleşmiştir. Mekke’de inen sürelere Mekki, Medine’de inen sürelere ise Medeni süreler denir.
Mukataat-I Süver:29 sürenin basında geçen 14 harftir. İkisi Medeni 14′ü ise Mekki sürelerde geçer.
KUR’AN ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek kemikleri üzerine yazılmıştır.
Süre ve ayetler tevkifidir. Yani vahye Müsteniddir.
Ayet…:Alamet, nişan, ibret manasına gelir. Mekki, Medeni: Muhkem, mütaşabih diye sınıflandırılır.
Süre…: Yüksek makam, derece, şeref, alamet manasına gelir. 114 süre 30 cüz vardır. Bakara, en uzun; Kevser ise en kısa süredir. Tuval, miun, mesani ve mufassal olarak 4′e ayrılır.
Kıraat; okumak demektir. Kurra; KUR’AN’ı Kerim’i ezberleyen ve başkasına öğretendir. Hz. Osman (ra), Hz. Ali (ra), Ubey b. Ka’b (ra) sahabeden olan kurralardandır.
Mütevatir olan 7 kıraat vardır. Bunlar İbni Kesir, Nafi, İbni Amir, Ebu Amr, Hamza, Kisai ve Asım kıraatleridir.
Mütevatir biz hadiste Peygamber Efendimiz “KUR’AN’ı kerim yedi harf üzerine nazil olmuştur.” Buyurur
Kur’an’ın İcazı:KUR’AN belagat ve fesahat, nazm-ı acip ve üslubu garip, gaybten haberler, geçmiş asırları beyan noktasında mucizevidir
Surelerin başındaki besmele konusunda Hanefiler ” Müstakil bir ayettir. Sürenin cüz’ü değildir. Ayırmak için teberrüken yazılmıştır. Hanbeliler “Fatihanın başından bir ayettir.” derler.
Rivayet ve nakillere dayanarak yapılan tefsirlere rivayet, rivayet tefsirine dayanarak ulemanın ayetleri tefsir etmesine ise dirayet tefsiri denir.
Mutezile’nin kurucularından Ebu Huzeyl Allaf Abbasi halifesi Me’muna hocalık yapmıştır. Me’mun ise mutezile alimlerinden olan Ahmet b. Ebu Duad’ın kışkırtmasıyla KUR’AN’ın mahluk olduğunu bütün İslam alimlerine kabul ettirmeye çalışmıştır.
Resulullahın Kuranın zirvesi diye isimlendirdiği sure Bakara suresidir.
Kuran-ı Kerimin kalbi diye zikredilen sure Yasin suresir.
Kuran-ı Kerimin ilk defa harekelerini göstermek için noktalama koyan;Ebul Esved ed-Düeli.
Kuranın harekelenmesi işine en son şeklini veren alim;Halil Bin Ahmet.
Baştan sona kadar tek bir konuyu anlatan sure Yusuf suresidir.
Mekke de son nazil olan sure;Müminun suresidir.
Mekke de ilan edilen sure;Necm suresidir.
Tefsir alanında tasavvufi boyut ve özellikleri ön plana çıkaran olayalara İşari tefsir denir.
Kendisin Tercumanül Kuran ve Bahrul-İlim sıfatı verilen müfessir sahabi Abdullah Bin Abbas.
Mekke döneminde nazil olmuştur ve 118 ayettir. İlk 10 ayetinde takva sahiplerinin vasıflarını beyan eden, adını ilk ayette geçen ve bu vasıfları taşıyanları niteleyen bir kelimeden alan sure Mü’minün Suresi
Mekke döneminde nazil olmuştur ve 9 ayettir. İnsanları çekiştiren, alay eden kimsenin durumunu kınayarak, bu gibi kimselerin varacağı yerin ateş olduğunu bildirir. İnsanları arkadan çekiştiren,
“Müşkilü’l-Kur’ân” ifadesinin tanımı) Aralarında tenakuz ve ihtilaf olduğu zannedilen ayetlere denir.
Vücuh: “Lafızları aynı, anlamları farklı olan kelimelerdir” tanımını ifade eder,
Kur’ân ve Sünnetin açık hükümlerine aykırı olarak yapılan tefsirlere ,İlhâdî tefsir
Taberî’nin kaleme aldığı tefsirin özgün adı Câmiu’l-Beyân An Te’vîli Âyi’l-Kur’ân
Meâl :Her yönüyle aynen aktarılması mümkün olmayan bir sözün başka bir dile yaklaşık olarak çevirisidir. Özellikle Kur’an tercümeleri için kullanılmaktadır.
Tefsir :Kur’an-ı Kerim’i usûlüne göre açıklamak ve yorumlamak demektir.
Mukâbele :Kur’an-ı Kerim’i, birinin yüzünden veya ezbere okuması, diğerlerinin de onu takip etmesidir.
Kerim’i harekeleme ve noktalama işlemi hangi dönemde Emeviler döneminde gerçekleşmiştir.
Kur’an-ı Kerim’in belgeye dayalı olarak toplanması için kurulan komisyonun başkanı Zeyd bin Sabit
Kıraat-ı Aşere İmamları ve Râvîleri:
– İmâm Nâfî (Kalun ve Verş)
– İmâm İbn Kesîr (El-Bezzî – Kunbul)
– İmâm Ebû Amr ( Ed-Dûrî- Sûsî)
– İmâm İbn Âmir (Hişâm-İbn Zekvân)
– İmâm Âsım (Ebû Bekir Şu´be-Hafs b. Süleyman (Bizim ve Müslümanların çoğunun kıraat imâmı)
– İmâm Hamza (Halef- Hallad)
– İmâm Kisâî (Ebû Hâris-Dûrî)
– İmâm Ebû Ca´fer ( Îsâ b. Verdân-Süleymân b. Cemmâz)
– İmâm Ya´kûb(Ruveys-Ravh)
– İmâm Halef (İshâk- İdrîs)
Kur’an’ın muhtevası :
– Îtikâd.
– bâdetler.
– Muâmelât.
– Ukubât.
– Ahlâk.
– Nasîhat ve Tavsiyeler.
– Va’d ve Vaîd.
– İlmî Gerçekler.
Kıssalar ve Duâlar.
Mekkî Sûreler’in özellikleri :Âyetler genelde “Ey insanlar!” hitâbıyla başlar, sûre başlarında kasemler çokça yer alır, önceki peygamberlerin kıssaları anlatılır.
Medenî Sûreleri:Âyetler genelde “Ey iman edenler, ey kitap ehli” hitaplarıyla başlarlar; evlilik, mîrâs, cihâd âyetlerini ihtivâ eder, münâfıklardan bahseder.”
Muhkem ayet :Açık ifâdeli âyetlerdir
Müteşâbih ayet :Birden fazla anlama gelen ayetlerdir
-Besmele: Tevbe suresinin dışında bütün surelerin başında besmele vardır.Nelm suresinin 30. Ayetinde gecmesi nedeniyle Kuran ın bir ayeti olduğunda ihtilaf yoktur.
Secde Ayetleri:Secde ayetleri Kuran da 14 tanedir.Secde ayeti okunduğunda tilavet secdesi yapılmalıdır.Tilavet secdesi hanifilere göre vaciptir.
Sure: Sözlükte yüksek rütbe mevkişerefyüksek binasur gibi manalara gelir.Çoğulu suver dir.Terim olarak ayetlerden en az 3 ayetten meydana gelen başı ve sonu bulunan müstakil Kuran parcası demektir.
114 sure vardır.Ubey b.Kab a göre 87 si Mekki 27si ise Meddenidir. En uzun süre 286 ayeti olan Bakara süresi en kısası ise Kevser Suresidir. Kur’an’ın surelere ayrılması tevkifidir yani vahye dayanır.
Surelerin Tertibi:Surelerin terkibinde farklı görüşler mevcuttur.
Surelerin Tasnifi:
– Es- Sebut tuvel: En uzun 7 sure demektir.
– El Miun:Birinci gruptan sonra gelen ve ayet adedi yüz civarında olan surelerdir.
– El Mesani: Ayet adedi 100 den az olan surelerdır.(Azhap suresinin basından Kaf suresine kadar)
– El Mufassal: Mushafın son bölümü olup Kaf suresinin başından Nas suresinin sonu.
VAKIF:”Kelime üzerinde kıraata tekrar başlamak niyetiyle adet olduğu şekilde nefes alacak kadar bir zaman sesi kesmekten”ibarettir.
İBTİDA:”ilk defa okumaya başlamaya veya vakıftan sonra kıraata devam etmek için tekrar başlamaya” denir.
İNZÂL VE TENZİL: Kur’ân’ın M. 610 yılında Ramazan ayında Kadir gecesinde toptan dünya semasına, Beytü’l-İzze’ye indirilmesine inzâl, parça parça âyetler hâlinde vahiy yolu ile Hz. Muhammed (a.s.)’e indirilmesine ise tenzîl denir.
AYET: Sözlükte “açık alâmet, işâret, emâre, iz ve nişâne” demektir. Çoğulu ây ve âyât’tır. Allah’ın varlığına delâlet eden şeylere ve peygamberlerin hak olduğunu ispat eden mucizelere de âyet denir.
VAHİY KATİPLERİ: Hz. peygamberin(s.a.s) İslâm’ın ilk günlerinden itibaren vahiy kâtipleri ittihâz etmiş, inen âyetleri onlara yazdırmıştı. Tefsir usulü kaynaklarında verilen bilgilere göre, Kur’ân’ın bir arada toplanması üç merhalede gerçekleşmiştir. Kur’ân Hz. Muhammed (s.a.s)’in zamanında yazılmış, Hz. Ebu Bekir’in zamanında bir araya toplanmış ve Hz. Osman’ın zamanında da, kitap haline getirilerek çoğaltılmıştır. Zeyd b. Sabit, Kur’ân’ı Hz. Peygamber (s.a.s)’in zamanında yazı ile kaydettiklerini haber vermiştir (ez-Zerkeşî el-Burhân fi Ulumi’l-Kur’ân, Mısır 1972, I, 235).
Mekke’de ilk vahiy kâtipliğini Abdullah b. Sa’d b. Ebi Sarh, Medine de ise, Ubey b. Ka’b yapmıştır. Ondan sonra Zeyd b. Sabit bu görevi devamlı sürdürmüştür.
KIRAAT: “Bir okuyucunun ses ve söz aracılığı ile iradeli olarak harflerden kelimeler, kelimelerden cümle ya da cümleler oluşturmak suretiyle meydana getirdiği Kur’ân metnini (kıraatini) acele etmeksizintecvid disiplini doğrultusunda yavaş yavaş kendisine veya bir başkasına
duyuracak şekilde okumasıdır”.
TİLAVET: “Harflerin edası ve kelimelerin anlamı açısından diğer okuma biçimleri olan kıraat ve tertîl’in özelliklerini kapsamakla birlikte onlara nisbetle daha çok itinalı, anlam ağırlıklı ve hatta ilahî kelamın anlaşılmasından onu tecrübe ekmeye yönelik bir okuma biçimidir”
Hafız:Kur’an’ın bütün metnini ezberleyen ve uygun şekilde ( tecvid) okuyabilen kişiye hafız denir. Hz. Muhammed ilk hafız olarak kabul edilir. Kur’an’ı uygun bir şekilde ve güzel bir tutum ve sesle okumaya tilavet denir. Müslümanlar günlük ibadet olan namazı kılabilmek için Kur’an’dan en azından küçük bir kısmı ( ayet) ezberlemek, bilmek zorundadırlar.
AHRÛF-İ SEB’A:Yedi harf. Ahrufü`s-Seb`a :Kur`an-i Kerim`in lafizlari ve kiraati ile yedi vecih veya lehce.
AHKAMÜ`L-KUR`AN:İbadat, muamelat ve ukubatla ilgili ayetlerin tefsirini konu alan ilim dali ve dalda yazilan eserlerin ortak adi.
AHSENÜ`KASAS-:Hz.Yusuf`un Kur`an-ı Kerim`de anlatılan hayat hikayesi.
AKSÂMÜ’L-KUR’ÂN :Kur’ân’ın yeminleri anlamına gelen aksâmü’l-Kur’ân, Kur’ân’da geçen yeminleri konu edinen tefsîr usulünde bir bilim dalıdır
EVSAD-I MUFASSAL:Tarık” sûresinden “Lem yekûn” sûresinin sonuna kadar olan sûreler Evsat-ı Mufassal’dır.
FEZAİLÜ’L-KUR’AN: Kur’an’ın bazı sûre ve âyetlerinin faziletinden bahseden rivayetleri bir araya getiren ilme fezâilü’l-Kur’ân denilmiştir.
GARİBÜ`L KUR`AN:Kur`an-i Kerim`deki garip lafizlarin tefsirini konu alan ilim dali ve dalda yazilan eserlerin ortak adi.
HAVASSU’L-KUR’AN:Kur’an’ı Kerim’in bazı ayet ve surelerinin özelliklerinden bahseden ilimdir.
İCAZ:Kur`an`in özlü olusu, kelime ve cümlelerinin derin ve essiz anlamlar tasimasina icaz denir.
İ‘’RABUL-KUR’AN:Kur’an’ın diliyle ilgili ilimlerin başında Kur’an’ın dil bilgisi bakımından doğru okunup yazılmasından ve farklı vecihlerin ne gibi anlam kaymaları ve zenginliği ortaya çıkardığından bahseden i‘râbü’l-Kur’ân gelir
İSRA:İsrâ,Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)’in bir gece Allah tarafından Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesidir. .
KISAR-I MUFASSAL:Hücurat” sûresinden “Burüc” sûresinin sonuna kadar olan sûreler Tıval-ı Mufassal’dır. “Tarık” sûresinden “Lem yekûn” sûresinin sonuna kadar olan sûreler Evsat-ı Mufassal’dır. Bundan sonraki sûreler de, Kısarı Mufassal’dır. Bu sûrelere “Mufassal” denilmesinin sebebi, bunların birbirlerinden arka arkaya Besmele ile ayrılmış bulunmalarıdır
KÜTÜB-Ü MÜNZELE:Allah tarafindan indirilmis olan kutsal kitaplar.
MUFASSAL:Kur’ân’ın sonundaki kısa sûrelere denir Hucurât sûresinden Bürûc sûresine kadar 36 sûreye tıval-ı mufassal, Bürûç’tan Leyl sûresine kadar olan 7 sûreye evsat-ı mufassal, Leyl’den Nâs sûresine kadar olan 22 sûreye de kısar-ı mufassal denir
MÜDAYENE AYETİ:Kur’an’da en uzun ayet Müdayene= (Borçlanma) Ayeti diye bilinen Bakara suresinin 282. ayetidir.Bakara suresinin 282.ayetine Müdayene ayeti denir.
MÜCMEL : Mânâsı anlaşılmayacak derecede Özet halde ve îzâha muhtaç söz, kısa ifade.
MÜTEŞABİH : Birbirine benzeyen. Usûl-i fıkha göre, Kur’ân-ı Ker’îm ve hâdîs-i şerifte geçen ve ne kasdedildiği kesin olarak bilinemeyen söz. Çoğulu: Müteşâbihât.
MÜTEVATİR: Yalan üzerinde toptan birleşmeleri akılca imkânsız olan bir topluluğun, aynı şekilde başka bir topluluktan rivayet etmiş olduğu haber veya hadîs
MÜŞKİLÜ’L-KUR’AN: Kuran okurken zihne takılan ayetler
MUAVVİZATEYN:Felak , nas sureklerinin ikisine birden verilen isim.
MÜTEŞABİH AYETLER:Birden fazla manaya gelen , manası açık olmayıp manasında kapalılık bulunan, açıklamaya ihtiyaç duyulan ayetlere müteşabih ayetler
NASS:Dini bir terim olarak – geniş anlamıyla- Kur`an ve Sünnet metinlerini ifade eder.
NÜZUL-İ KUR`AN:Peygamber Efendimize Allah tarafindan Kur`an ayetlerinin gelmesine denir.Bu ayetleri Cibri-i Emin`in getirmesine de, inzal, tenzil denir.
SİYAK-SİBAK:Kur’an-ı Kerim’in bir ayetini yorumlarken, konu ve kitap bütünlüğüne dikkat etmek ilmidir.
TERTİL:Kur’an’ı ağır ağır, kelime ve harflerin hakkını vererek güzelce okuma.
ULUMU’L-KUR’AN :Cem’ul-Kur’ân, Esbabu’n-Nüzûl, -ve’1-mensuh vb. gibi Kur’ân-ı Kerîm’le doğrudan irtibatı olan konuları inceleyen ilim. Başka bir ifadeyle; Kur’ân’a hizmet eden veya Kur’an’a dayanan ilimlere ulûmu’1-Kur’ân denir
VÜCUH VE’N-NEZAİR :Kur’ân-i Kerîm’de bir lafzın bir kaç mânâda kullanılmasına “vucûh” denir. Birden fazla kelimenin aynı mânâda kullanılmasına da “nezâir” denir
ZELLETÜ’L-KÂRÎ:Manası değişecek şekilde Kur`an-ı yanlış okumak.Buna zelletu`l-kari denir.Anlamı“Okuyanın sürcmesi,“ yanı yanlış okuması demektir.
ZEVATU’R-RA:Elif Lâm Râ ile başlayan Yûnus,Hûd,Yûsuf, Ra’d,İbrahim ve Hicr sûrelerine verilen isimdir.Felak ve Nas surelerine; MUAVİZETEYN,Bakara ve Ali İmran surelerine;ZEHREVAN,Târık suresinden Beyyine suresine kadar olan surelere verilen ortak isim;Et TUVALU’L MUVASSAT,Zilzâl suresinden Nâs suresine kadar olan bütün surelere verilen ortak isim;Et TUVALU’L KISAR,Hucurât suresinden Buruc suresine kadar olan surelere verilen ortak isim;Et TUVALU’L MUFASSAL,Bakara-Ali İmran-Nisa-Maide-En’am-A’raf-Enfal sureleri;SEB’UL TIVAL(Yedi Uzun Sure)
Kur’an-ın yavaş yavaş inmesine ne ad verilir?Tencimü’l Kur’an
Hz. İsa zamanında, gökten indirilmesi istenen bir sofradan bahsedildiği için Sofra anlamına gelen sureye ne ad verilir?Maide
Ayetler arasında uyum ve ahengi açıklayan ilim veya kavrama ne denir?Tanasub’ul Ayat
Medine dedi en meşhur vahiy katibi aşağıdakilerden hangisidir?Übey b.Kab
Kur’anın çoğaltılmasına hangi yılda başlanmıştır?H .25
Kur’anın anlaşılmasında çağdaş bir yöntem olan İşaret sistemini ön plana çıkaran ilim dalına ne ad verlir?Sembolik
Elif,Lam,Ra ile başlayan surelere ne ad verilir?Zevatu’r Ra
Bir ayetin bir surede birden fazla tekrarlanmasına ne ad verilir?Terdit
Tercümânu’l- Kur’ân ve İlim denizi Ünvanına Abdullah b. Abbas aittir.
Medine medresesini kuran ve burada meşhur talebeler yetiştiren alim Ubeyy b. Ka’b
Yasin suresinde anlatılan kavim Ashabı Karye
Rasulullah’a yolculuk ve misafirlikte olmayıp, yerleşik durumda iken gelen vahye Hadari denir.
Enfal suresinin diğer adı Ganimet
Kur’an ı Kerimde surelerin başında okuyanın ve dinleyenin ilgisini çekmek için söze tatlı, akıcı, ince ve güzel bir üslupla başlamasına Fevatihu’s suver denir.
Kur’an hristiyanlar için NASRANİ tabiri kullanır .
Ruhu’l Kudüs kelimesi Kur’an´ da Cebrail anlamda kullanılmıştır.
İçerisinde ‘ Beni Nadir ‘ olayı geçen sure Haşr Suresi
Yolculukta namazın kısatılması ile ilgili ayet Nisa-101
Kur’an ve Sünnetde ´Hadd-i Kazf´ olarak adlandırılan ceza Zina iftirası cezası
Savaş Ganimeti ‘ anlamına gelen sure Enfal
Ayetler ve sureler arasında icmal-tafsil, umumilik-hususilik, aklilik-hissilik,
sebep-müsebbeb, benzerlik-zıtlık gibi mana irtibatı sağlamaya Tenasüb denir.
Sebe suresinde geçen Sebelileri cezalandırmak amacıyla onlara gönderilen sel baskınına Seylü-l arim
Kur’an’ı Kerim’in Mücadele suresinin her ayetinde “ALLAH” kelimesi vardır.
Allah (c.c.) kelimesi Kur’an’da 2697defa zikredilmiştir.
Kur’an’ı Kerim’de tek ismi zikredilmiş kadın Hz. Meryem.
Kur’an ayrıca Kelamullah, Kitabullah, Furkan, Tenzil, Mushaf, Kitab, Nur ve Ümmülkitap isimleriyle bilinir.
En meshur rivâyet tefsirleri ve müellifleri şunlardır.
1. İbn Cerîr et-Taberi (Câmiu’l- Beyân an Te’vîli Âyi’l- Kur’ân.)
2. İbn Ebî Hâtim(Tefsiru’l- Kur’âni’l- Azîm Musneden an Rasûlillâhi ve’s- Sahâbeti ve’t- Tâbiîn.)
3. Ebu’l- Leys Semerkandî (Tefsiru Ebi’l- Leys.)
4. el-Vâhidî (el-Vecîz fî Tefsiri’l- Kur’âni’l- Azîz.)
5. el-Begavî (Meâlimu’t- Tenzîl.)
6. İbn Atiye (el-Muharraru’l- Vecîz fî Tefsiri Kitâbi’l- Azîz.
7. İbn Kesîr (Tefsiru’l- Kur’âni’l- Azîm.)
8. Celâluddîn es-Suyutî ( ed-Dürrü’l- Mensûr fi’t- Tefsir bi’l- Me’sûr)
b. İcmâlî Tefsir:Kur’ân âyetlerinin icmâlî olarak (kısaca) tefsir edilmesidir. Bu metotla yapılan tefsire, daha çok radyo ve televizyon konusmalarında rastlanır.Bu çesit tefsire; Celâleyn tefsiri, Ferîd Vecdî’nin Tefsiru’l- Kur’âni’l- Kerim ve Mucemmeu’l- Buhûsi’l- İslâmiyye’nin hazırladığı Tefsiru’l- Vasît’i misâl olarak zikredebiliriz.
c. Mukâren Tefsir (Karsılastırmalı Tefsir):Müfessir tefsirini yapacağı âyetin tefsiri için daha önce yazılan tefsirlere mürâcaat eder. Müfessirlerin değisik tefsir metotları ile yaptıkları tefsirlerini karsılastırır. Bu görüsler içinde itimat ettiği görüsü alır, tercih etmediği görüsleri terkeder.Âlûsî’nin “Rûhu’l- Meânî” tefsiri mukâren tefsire örnek olarak gösterilebilir.
Dirâyet tefsiri; rivâyetlere münhasır kalmayıp Arap dili ve edebiyâtı, dînî ve felsefî ilimler ile çesitli müspet ilimlere dayanılarak yapılan tefsirdir. Bu kaynaklarla yapılan tefsire de “dirâyet tefsiri” veya “re’y ile tefsir” ya da “ma’kûl tefsir” denir.Dirâyet tefsiri kendi arasında ikiye ayrılır:
1. Mutlak Dirâyet Tefsiri. Kendisinde muayyen bir görüsün meselâ; sûfî, felsefî veya fennî görüsün hâkim olmadığı dirâyet tefsiridir. Simdi de bu tarzda yazılmıs birkaç önemli mutlak dirâyet tefsir ve müfessirlerini zikredelim:
1. Fahruddin er-Razî (Mefâtîhu’l- Gayb (Tefsir-i Kebîr).
2. Kâdî Beydavi (Envâru’t- Tenzîl ve Esrâru’t- Te’vîl.)
3. Nesefî( Medârikü’t- Tenzîl ve Hakâkiku’t- Te’vîl.)
4. el-Hâzin(Lübâbu’t- Te’vîl fî Meâni’t- Tenzîl.)
5. Ebu Hayyân el-Endelûsî (el-Bahru’l- Muhît.)
6. Hatîb Sirbînî (es-Sirâcü’l- Münîr.)
7. Ebussuûd Efendi ( İrsâdü’l- Akli’s-Selîm İlâ Mezâye’l- Kur’âni’l-Kerim.)
2.Mukayyed Dirâyet Tefsiri:Mukayyed Dirâyet Tefsiri kendi arasında bazı bölümlere ayrılır:
a. Tasavvufî/Sûfî Tefsir( 1. Nazarî Sûfî/Tasavvufî Tefsir. 2.İsârî veya Amelî Tefsir.)
b. Felsefî Tefsir.
c. Fıkhî Tefsir.
d. Fennî Tefsir.
e. Edebî-İçtimaî Tefsir( 1. Edebî Tefsir. 2. İçtimaî Tefsir.)
f. Lügavî Tefsir.
g. Târihî Tefsir.
h. Fırka Tefsirleri.
ı. İlhâdî Tefsir.Kaynak: – TDV.İslam Ansiklopedisi – Osman Keskioğlu,Kuran-ı Kerim Bilgileri – DİB ,Kavramlar Sözlüğü.