Hac ve Umre Bakanı Muhammed Salih bin Tahir Benten’in davetlisi olarak Suudi Arabistan’a gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, umre vazifesini yerine getirmek üzere kutsal topraklarda bulunan Türk vatandaşlarla bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 2019 yılı hac organizasyonuna ilişkin temaslarda bulunmak üzere geldiği Mekke’de, umre görevini yerine getirmek üzere kutsal topraklarda bulunan Türk vatandaşlara hitap etti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Burada olmanız, ömrünüzün bundan sonraki kısmını daha bilinçli, daha şuurlu geçirmeyi amaçladığınızı gösteriyor.” dedi.
Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Müslümanca yaşamayı, Müslümanca hareket etmeyi daha iyi anlamak için buradayız. Umrenin amacı budur. Kur’an-ı Kerim’in indiği yerlerde bulunarak onu daha iyi anlamaya çalışmaktır. Hemen şurada, Nur Dağı’nda, ilk vahiyle bütün insanlığa Rabbimiz okumayı, öğrenmeyi, kalemle yazmayı, bilmediğini öğrenmeyi emretti. Onun için diyoruz ki bizim medeniyetimiz ilim, irfan, hikmet medeniyetidir. Nur Dağı’na çıkıp, Hira Mağarası’nı ziyaret edenler kendini gözden geçirecek. Ben Kur’an-ı Kerim’i yeterince anlayabiliyor muyum? Burada Allah Resulü Efendimize ilk ayetleri nazil olan Kur’an-ı Kerim’e göre hayatımı düzenleyebiliyor muyum? Çocuklarımı buna göre yetiştirebiliyor muyum? Gençlerimiz buna göre hareket edebiliyor mu? Bunun muhasebesini yapmak zorundayız.”
Kur’an-ı Kerim okumayı bilmeyenlerin umre vesilesiyle kendilerine Kur’an öğrenme noktasında söz vermesini tavsiye eden Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an kurslarının Kur’an öğrenmek isteyen herkese açık olduğunu hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bazen görüyoruz 70-80 yaşındaki amcamız, teyzemiz camide Kur’an öğrenmek için hocamıza başvuruyor. Hocamızla hemen başlıyorlar ve bir iki ay içerisinde Kur’an okumaya geçiyorlar. Yeter ki niyet etsin. Kur’an kurslarımızda 1 milyona yakın talebemiz var. Çoğunluğu da yaş sınırı olmaksızın hanımefendiler, kız kardeşlerimiz, ablalarımız, teyzelerimiz. İnancım, ibadetim, ahlâkım, peygamberim başlıkları altında dersler alıyorlar.”
Peygamber Efendimizin Mescid-i Nebevi’de faaliyete geçirdiği “suffe” örneğinden hareketle, camilerin sadece namaz kılmak için açılıp kapanan mekânlar olmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erbaş şöyle devam etti:
“Suffe’de yüzlerce sahabi, Efendimizin (s.a.s.) dizinin dininde eğitim aldılar. Kur’an’ı, fıkhı, İslam’ın ilkelerini doğrudan Efendimizden öğrendiler. Sonra Medine sınırları dışına gittiler. Uzak beldelere mektebi, medreseyi, ilim merkezlerini yaygınlaştırdılar. Ve Müslümanlar bu doğrultuda Kur’an’a, Kur’an’ı öğrenmeye; onu anlamaya, yaşamaya özen gösterdikleri sürece hep yükseldiler ve yüceldiler. Ama Kur’an’dan uzaklaştıkları zaman bu ümmet hep geriledi, hep çöktü.”
“Bizim için geleceğe bırakacağımız en büyük miras inançlı bir evlattır”
“Bizim için geleceğe bırakacağımız en büyük miras, inançlı bir evlattır.” ifadesini kullanan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençlerimizi Kur’an’a nasıl yaklaştırabiliriz? Gençlerimizi şeytanın tuzaklarına düşmekten nasıl koruyabiliriz? Amacımız bu. Ben umremi, haccımı yaptım, artık başkası beni ilgilendirmez derseniz, bunun vebali ağır olur. Ne olur gayret edelim. Çocuklarımıza sahip çıkalım.”
KAYNAK: https://www.diyanethaber.com.tr/