Diyanet İşleri Başkanlığınca DHBT sınavından sonra, 2018 Aralık ayı içinde 9500 sözleşmeli personel alınacağına dair çeşitli tarihlerde yapılan açıklamalar, yeni mezun ve işsiz İmam Hatip Lisesi mezunlarını sevindirirken, halen Diyanet’te vekil ve geçici görevli olarak çalışan din görevlilerini ise endişeye sevk ediyor!
Konuyla ilgili açıklama yapan Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Diyanet İşleri Başkanlığında halen vekil ve geçici görevli statüsünde çalışan din görevlilerinin görev sürelerinin dolması ile işsiz kalacakları, öte yandan görev aşkıyla yanan bu insanların görevlerini tamamlayamadan ayrılmanın endişesini taşıdıklarını söyledi.
Hasan Türüt, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Diyanet İşleri Başkanlığınca 9500 sözleşmeli personel alınacağına dair açıklamalar çeşitli tarihlerde yapıldı. Bu açıklamalar Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vekil ve geçici Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapanlar da her zaman olduğu gibi bir endişeye neden oldu. Çünkü 4/B sözleşmeli personel alımından sonra işsiz kalacaklar. İçinde bulunduğumuz ekonomik süreçte aldıkları maaşla geçinemeyen bu insanlar işsiz kaldıklarında nasıl geçinecekler? Bu soruna çözüm olarak; Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde halen vekil ve geçici Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapanların sınava tabii tutulmadan 4/B’li personel alımında değerlendirilmesini bir kez daha öneriyoruz. Teşkilatımız da imam-hatip, müezzin kayyım ve geçici Kur’an kursu öğreticisi açığı var. Personel açığı halen çalışan vekil ve geçici öğreticilerle tamamlansın. Bunlar KPSS ve diğer sınavlarda başarı göstermiş, yeterlilik belgelerini alarak atanmış olan din görevlileridir.
Diyanet Bir-Sen olarak şunu öneriyoruz:
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca alınacağı açıklanan sayı zaten yeterli olmayacaktır. Halen 20 bin görevli açığa bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öğrenci yurtlarında danışmanlık hizmeti uygulayacağını açıklaması nedeniyle ihtiyaç duyulan sayı fazlasıyla artış gösterecektir.
Bu nedenle haklı ve meşru bir talepte bulunarak diyoruz ki, geçici öğreticiler bu sayının dışında tutularak bir sefere mahsus başladıkları görev yerlerinde sözleşmeli veya kadrolu olarak atansınlar. Burada hem görev yapmış olma şartını yerine getirmiş olurlar, hem tecrübe hem de liyakat esas alınmış olur. Bu şekildeki bir alım, hiç kimseye torpil ya da ayrıcalık olmayacaktır. Bilakis tecrübe ve liyakat ön plana çıkmış olacaktır. KPSS, DHBT ve ayrıca Müftülüklerin yapmış olduğu sınavlarda başarı göstererek atanan ve halen görevinin başında olan bu insanların mağdur edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira bu başarılı ve çalışkan insanların bir değeri ve önceliği olmalıdır. Zamanında bu görevlere tenezzül etmeyen, müftülüklerdeki sınavda başarısız olan insanların bir sınavla başarılı olup atanmış insanların önüne geçmeleri engellenmelidir. Bu hususların dikkate alınmasını istiyoruz. Bu gayretli insanların şevki kırılmamalıdır.
Sözleşmeli personel alımı kaldırılmalıdır.
Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığına sözleşmeli personel alımı kaldırılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığında bu statüdeki alımlar çeşitli sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Diyanet Bir-Sen olarak düşüncelerimiz bu yöndedir. Bu düşüncelerimizi ilgili makamlara da ilettik. Önceliğimiz, vekil ve geçici din görevlisi personel alımında halen görev yapmakta olanların değerlendirilmesi için bir plan yapılması ve bunların kadrolu olarak başlatılmalarıdır. Zira Vekil İmam-Hatip ve Kur’an kurslarında çalışan geçici görevliler zor şartlar altında yürütmeye çalıştıkları bu kutsal görevde devleti yanlarında görmek istiyorlar. Onların bu haklı mücadelesinde yanlarındayız.
Hafızlık müessesesine sahip çıkılmalıdır.
Öte yandan eğitimi ve mesleki bilgisiyle fakülte mezunlarını aratmayacak kadar donanımlı olan hafızlık mesleğinin önünün açılmasını istiyoruz. Gerek Diyanet’te ve gerekse toplum da hak ettiği değere kavuşturulması için çalışmalar yapılmalıdır. Din Görevlileri Akademisi’nin kuruluşunun hızla tamamlanarak başvurularda hafızlığa öncelik verilmesi gerekir. Hafızlar, yazılı ve sözlü sınavlara tabii tutulmadan şartsız alınmalıdır. Bizzat Sayın Diyanet İşleri Başkanı tarafından yapılan açıklamada kayıtlı hafız sayısının 150 bin civarında olduğunu öğrendik. İslam ülkeleri içinde hafız sayısı en az İslam ülkelerinden biriyiz. Bu rakamlar son derece düşündürücü ve üzücüdür. Öncelik İlahiyat Fakültesi mezunlarına verildi. Hafızlar göz ardı edildi, İlahiyat Fakültesi mezunlarının tamamı olmasa bile bir kısmı kurumumuzu kadro alma ve sıçrama kapısı olarak gördü. Hafızlara ve hafızlık müesseselerine yeterince sahip çıkılmadı. Biz diyoruz ki öncelik hafızlık, sıralama diploma olmalıdır. ”
Çok isabetli bir yazı olmuş yıllarca diyanet bünyesinde vekil imam yada fahri kur-an kursu öğreticisi olarak çalışan bu insanları göz ardı etmek uygun düşmez ve bunların akibeti yıllarca bu kurumda çalışıp sununda kovmak gibi olmamalıdır
Oda haksızlık oludu zamanında toplantılarda Kuran okumayı bilmeyen hocalar vardı diyen arkadaşlar oldu,torpili olan dayısının kızı halasının oğlu yerleşti.
Dürstçe alım olursa torpil olmadan,isimlistesinde önceden kazanacaklar belli olmadan,iyi olan kazansın diyerek yine kabulleniriz.
İlahiyat okumuş insanın bu kurumu sıçrama kapısı olarak görmüşse eğer , dib başkanından müftüsune varıncaya kadar herkes bu konumdadır o zaman , kendi boyundan büyük konuşmak nedir acaba varın siz düşünün !
Hangi liyaketten bahsediliyor,genelleme yapmayınız.Yıldırma politikalarıyla, haksız ve saygısız tutumlarıyla kaç Geçici kkö sını uzaklaştırıp kendı ahbap köylülerine istihtam sağladılar. Yerel hiç bir mülakata artık katılmıyorum.Ilahi adalet bir gün tecelli eder diye ümid ediyorum.