Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Antalya’da düzenlenen ’37. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’ nda yer aldı.
Son günlerde bazı medya organlarında yer alan “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Eğitim ve Öğretimine Yönelik Kurslar ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonlar Yönergesi”ne ilişkin paylaşımları değerlendiren Dinç, açıklamalarda bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an kursları yönergesinin 2012 yılından beri yürürlükte olduğunu ve aradan geçen zaman içerisinde yeni uygulamalar ve görevli sayısı ile öğrenci sayısındaki artışa bağlı olarak güncellenme ihtiyacı oluştuğunu dile getiren Dinç, şunları kaydetti:
“Diyanet İşleri Başkanlığımızın Kur’an kursları yönergesi, 2012 yılından beri yürürlükteydi. Bu yönergemiz aradan geçen zaman içerisinde yeni uygulamaya konulan bir takım programlar ve görevli sayısı ile öğrenci sayısındaki artış ve program çeşitliliğine bağlı olarak işleyişte daralmalara sebep olmaya başladı. Bu sebeple yönergenin güncellenmesi gerekmekteydi. Yaklaşık bir yıllık çalışma süreci geçirildi. Müftülerimizle, Kur’an kursu yöneticilerimizle toplantılar yapıldı. Merkezin tecrübesi, teftiş raporları gözden geçirildi. Bununla birlikte bir düzenleme yapıldı yönergede.
Söz konusu yönergede yer alan bir madde; ‘Diyanet İşleri Başkanlığı vakıf ve derneklere ait kursları kapatacak’ şeklinde basında çarpıtılarak sunuldu. Bu asılsız ve gerçek dışı bir haberdir. Bunu yapanların amacı, zihinleri bulandırmak, başkanlığımızı yıpratmaktır.
– Diyanet İşleri Başkanlığının varlık sebebi milletçe bütünleşmeyi sağlamaktır
Diyanet İşleri Başkanlığımızın varlık sebebi; milletçe bütünleşmeyi sağlamak, milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirmektir. Kaldı ki bu madde 2012’deki yönergede de var. Yeni bir şey değil. Diğer taraftan Diyanet İşleri Başkanlığımızın kurs kapatma gibi bir yetkisi de yok.
Zaman zaman Diyanet İşleri Başkanlığımızın dışında bir takım dernek ve vakıflar tarafından açılan kurslarda yapılan eğitimlerde medyaya düşen olumsuz vakalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu olumsuz vakalar üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı acımasız bir biçimde tenkit ediliyor. Hâlbuki onların bizimle herhangi bir bağlantısı olmadığı gibi bu tür yerlere müdahale etme gibi bir yetkimiz de yok. Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim hizmetleri bağlamında kanunen kendisine verilen görevler arasında Kur’an kursları açmak, Kur’an eğitim ve öğretimini yapmak, isteyen vatandaşlarımıza küçüklerin de kanuni temsilcilerine bağlı olarak din eğitimi vermektir.
– 30 bini aşkın Kur’an kursumuzda 1 milyonu aşkın öğrenci eğitim görüyor
Bizim şu an 30 bini aşkın Kur’an kursumuzda 1 milyon civarında öğrencimiz var. Bütün bu kurslarda 60 binin üzerinde hafızlığa çalışan öğrencimiz var. Yine 30 bin civarında öğreticimiz var. Bütün bu yoğunluğun yönetimi için mutlaka bir yönerge düzenlenmesine ve yönergenin güncellenmesine ihtiyaç vardı, biz bunu yaptık. Kendimize ait kurslarımızın yönetilmesi, incelenmesi, açılış şartları, öğreticilerin çalıştırılma kıstasları gibi usuller belirtildi. Bir yenilenmeye gidildi. Yönerge tamamen bundan ibaretti. Kaldı ki bu yönergemizin 6. maddesinin 5. fıkrasının C bendinde çeşitli vakıf ve derneklere ait binalarda Kur’an kursu açılabilmesinin şartları da belirtilmiştir. Müftülüklerimizle iş birliği protokolü orada hükme bağlanmıştır. Ha diyorsun ki ‘ben müftülükle iş yapmak istemiyorum. Diyanetin programlarını uygulamak istemiyorum. Diyanetin hocalarını görevlendirmek istemiyorum.’ Varsa böyle şeyler, bunlar bizim dışımızda olan hadiseler. Bizim hocamız yoksa eğer, bizim bir programımız orada işletilmiyorsa ve bunlar Kur’an kursu hizmeti yapıyoruz diyerek milletimizin huzurunda adeta istismara dönük eylemler içerisine giriyorlarsa, burada tamamen farklı bir durum söz konusudur. Bu devletimizin diğer birimlerini ilgilendiren bir mevzudur. Diyanet İşleri Başkanlığımızın görev alanı dışında bir husustur.
Diyanet İşleri Başkanlığımıza bağlı doğrudan mülkiyeti hazineye ait olanlar, mülkiyeti Diyanet Vakfına ait olanlar, mülkiyeti çeşitli vakıf ve derneklere ait olup da kullanımı Başkanlığımıza tahsis edilen Kur’an kursları var. Burayla alakalı hiçbir problemimiz yok. Ama ne yazık ki bu yanlış haberleri yapanlar, bu konuları kendi su-i emelleri için kullanan, milletimizin içerisine bir fitne tohumu sokmak isteyenlerin en hafif ifadesiyle hezeyanları diyebiliriz.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın devletimizin gözetimi ve denetimi altında Kur’an hizmeti vermesi noktasında hiçbir engelleyici husus yoktur. Yaş engeli vardı, program engeli vardı, elhamdülillah bu manada yolumuz sonuna kadar açıldı. Bu imkanı sağlayan bütün devlet büyüklerimize teşekkür borçluyuz. Milletimizin de Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu şerefli hizmeti en güzel, en iyi, en kaliteli en sahih bilgiler ve en donanımlı hocalarla yerine getireceğine dair zerre kuşkusu olmamalıdır.
Bizim öteden beri hafızlık takip komisyonumuz var. Hafızlık takip komisyonu illerde ve ilçelerde müftümüzün başkanlığında 3 kişiden oluşan ve en az ikisinin hafız olduğu bir komisyondan oluşturuluyor. Bu komisyonlar hafızlığa başlama aşamasında olan çocuklarımızı takip ediyorlar. Kurslarımızı geziyorlar. ‘Evet bu çocuk hafızlık yapmaya başlayabilir.’ Ya da ‘bu çocuk hafızlık yapamaz, bu yavrumuz başka bir alanda kendi eğitimini sürdürsün’ diyorlar. Hafızlığa başlamış, devam ediyor, onların da hafızlık eğitimleri nasıl gidiyor, bunları tespit eden bir komisyonumuz var.
4-6 yaş Kur’an kurslarımız giderek gelişiyor, büyüyor. 4-6 yaş Kur’an kurslarını kapsayacak şekilde Yaygın Din Eğitimi Komisyonu oluşturduk. Bu yeni bir komisyon. Bu komisyonumuz; açılan kurslar verimli bir biçimde yürütülüyor mu, açılan kursların fiziki şartları yerinde mi, kursa gelen insanların ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanımda mı, kursta yeterli öğretici var mı, uygulanması istenen programlar yerli yerinde uygulanıyor mu, nerede kursa ihtiyaç var, nerede yok gibi işlemleri yerine getirecek.
Kaynak: diyanethaber.com.tr