Burdur İl Müftülüğünün “Mevlid-i Nebi Haftası” münasebetiyle düzenlemiş olduğu “Peygamberimiz ve Aile” konulu konferansta konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak; eğitimin ailede başladığını ve ailenin vermiş olduğu eğitimin hiçbir okul veya kolej tarafından verilemeyeceğini söyledi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans salonunda düzenlenen konferansa Vali Hasan Şıldak, Adalet Komisyonu Hacı Süleyman Arslan, Garnizon Komutanı P. Albay Cenk Baburşah, Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Müftüsü Enver Türkmen, Daire müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, müftülük personeli ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program Ulu Camii Baş İmam Hatibi Turan Çakır’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Diyanet İşleri Başkanlığının haftaya özel hazırlamış olduğu sinevizyon programa katılanlara izletildi.
Programın açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Enver Türkmen konuşmasında ailenin toplumun en küçük parçası olduğunu, aile ne kadar güçlü olursa milletlerin ve devletlerin o kadar güçlü olacağını söyleyerek günümüzde boşanmaların artması, aile kurumunun çökmeye başlaması sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığının bu yıl Mevlid-i Nebi Haftasının temasını aile olarak ele aldığını belirtti. İl Müftülüğü olarak haftanın açılışını aile buluşmasıyla gerçekleştirdiklerini söyleyen Türkmen; il genelinde hafta dolayısıyla çeşitli programların düzenleneceğini söyledi.
Burdur Valisi Hasan Şıldak ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uzun süredir bu programların düzenlendiğini, programlar sayesinde Hz. Peygamber Efendimizin çeşitli yönleriyle ele alınarak, O’nun daha iyi tanınmasının sağlandığını söyledi. Vali Hasan Şıldak, sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde insanlığın her konuda olduğu gibi Hz. Peygamberin aile yaşantısının örnekliğine ihtiyacı var. Aile sağlam bir temel üzerine kurulmuşsa burada yetişen fertler de hayata o kadar sağlam tutunurlar.”
Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak “Peygamberimiz ve Aile” konulu konferansında şunları söyledi: “Millet ve devlet olarak geleceğimiz ailenin sağlam olmasına bağlı. Bu topraklar üzerinde huzur içinde yaşamak istiyorsak aile kurumuna önem vermeliyiz. Ailenin bittiği toplumlarda ahlak çöküntüsü ve çeşitli sapkınlıklar yaşanmaktadır. Ailenin sevgi ortamında yetişen çocuklar suçtan ve sapkınlıklardan uzak durmaktadırlar.
Bizi biz yapan değerlerin başında gelen ailenin son yıllarda çökmeye başlaması, kurulan aile yuvalarında boşanma sayılarının artması sebebiyle Başkanlığımız bu yıl Mevlid-i Nebi Haftasında aileyi Hz. Peygamber Efendimizin örnekliğiyle ele alacaktır. Her alanda olduğu gibi aile hususunda da O’nu örnek almalıyız. Değer verenimiz Allah, rol modelimiz Hz. Peygamber Efendimiz olsun.
Maalesef günümüzde aile yuvalarında sevgi ve saygıyı unuttuk. Gelişen teknoloji bizi aile ortamında sohbetten uzaklaştırdı. Boşanmaların sebeplerine bakınca eşler arasında ilgisizlik ve saygısızlık başı çekmektedir. Sevgi ve saygının olduğu aile yuvalarına Allah’ın “Selam” ismi tecelli eder.
Aile, temelleri cennette atılan bir kurumdur. Hz. Âdem ailesiyle cennetten çıkarıldı, bizim gayemiz ailemizle beraber cennete girebilmek olmalıdır.
Günümüzde aile kurumunu hedef alan Fetö, Daeş, Pkk vb. terör örgütleri çocukları aile yuvasından uzaklaştırarak aile kurumunun temellerini yıkmaya çalışmaktadırlar. Terör örgütlerince kadın ve gençler hoyratça istismar edilmektedir.
Birileri bizim değerlerimizi biliyorsa, bizim bu değerleri daha iyi okumamız gerekiyor. Akka Kalesi önlerinde Cezzar Ahmet Paşa’ya yenilen Napolyon Bonaparte’nin söyledikleri çok manidardır. “İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bu iki meziyeti Türklerin elinden almadıkça onları asla mağlup edemeyiz.”
Konferansın sonunda katılımcılara Diyanet İşleri Başkanlığının “Peygamberimiz ve Aile” isimli eser hediye edilerek çeşitli ikramlarda bulunuldu.