Habertürk TV’nin canlı yayın konuğu olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Gazeteci Veyis Ateş’in sorularını yanıtladı. Diyanet İşleri Başkanlığının yürüttüğü hizmetlere ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Gazeteci Veyis Ateş’in sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Başkanlığın yürüttüğü hizmetlere ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan gerçekleştirilen yayında konuşan Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının yakından takip edilen bir teşkilat olduğunu ifade ederek, “Çünkü din sadece toplumun bir kesimini ilgilendiren bir şey değil, tamamını ilgilendiriyor. Toplumu din konusunda aydınlatma görevi de Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmiştir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının, Türkiye’nin adeta çimentosu olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığının ta başından itibaren, yani milli mücadele döneminden itibaren ne büyük bir fonksiyon icra ettiğini birazcık araştıran herkes görebilir. 15 Temmuz gecesinde Diyanet İşleri Başkanlığının bir talimatı ile 90 bin camimizde okunan salalar bir ruhu tetikledi, Türkiye’de bir darbe girişiminin önlenmesine vesile oldu” diye konuştu.
Başkan Erbaş, Başkanlık olarak çalışmalarını yürütürken mezhep, düşünce farkı gözetmeden, hiç kimseyi dışlamadan hareket ettiklerini söyledi.
“Dini istismar edenlerin her zaman karşısındayız”
Dini istismar eden terör örgütleri ve gruplarla yaptıkları mücadeleyi anlatan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, kimse yüce dinimizi istismar etmesin, sahih kaynaklarımızdan hareketle milletimizi din bilgisiyle buluşturalım, İslam’la buluşturalım, amacımız budur. Kim sahih dini bilgi doğrultusunda sivil toplum kuruluşu olarak ya da işte vakıflar, dernekler olarak milletimizin dini değerlerini istismar etmeden hayır, hasenat vesilesiyle, öğrencilere burs vermek suretiyle bir sivil toplum kuruluşu vazifesini yerine getiriyorsa onlar bizim için değerlidir. Ama kim, kendi menfaati, çıkarları için, dini de istismar ederek, bağlamından kopararak, devletle de karşı karşıya gelerek bir yola girerse Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz onun her zaman karşısındayız.”
FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri üzerinden yaşanan acı tecrübenin Diyanet İşleri Başkanlığının ne kadar önemli bir kurum olduğunu bir kez daha gündeme getirdiğini dile getiren Başkan Erbaş, “Kur’an ve sünnet çizgisinde bir din anlayışını ülkemizde yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu çizgi hep devam etmiş, ama birileri zaman zaman Kur’an’ı sünnetle çatıştırarak, sünnetti Kur’an’ın karşısına koyarak, sanki ikisi birada olmazmış gibi birtakım anlayışları ortaya sürmeye çalışıyorlar. Ama bizim için sünnet Kur’an’ın yorumudur. Sünnet, Allah Resulü Efendimizin kavli, fiili ve ikrarı dediğimiz, yani bu noktalarda Kur’an-ı Kerim’in adeta hayat bulmuş halidir. Onu oradan ayırmak mümkün değildir” şeklinde konuştu.
“Her konunun televizyon ekranlarına taşınmaması gerektiğini tavsiye ediyoruz”
Başkan Erbaş, dinle alakalı her konunun televizyon ekranlarında tartışılmaması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Televizyonlarda konuşan hocalarımızla yaptığımız toplantılarda onlara her konunun televizyon ekranlarına taşınmaması gerektiğini tavsiye ediyoruz. Ramazan ayından bir gün önce, televizyonda program yapan 30 kadar hocamızı davet ettik. Dedik ki; şu Ramazan’da toplumun ihtiyacı olan konuları gündeme getiriniz. Toplumun belki de binde bir bile ihtiyacı olmayacak konuları televizyon ekranlarına taşıyıp hocaları birbiriyle kavga ettirerek milletimize şu Ramazan ayımızı zehir etmeyiniz, gibi taleplerde bulunduk. Ben buradan teşekkür ediyorum. Hem 2018 yılı hem 2019 yılı Ramazanımız bu hocalarımızın hassasiyeti sayesinde, televizyonlarımızın yöneticilerinin ve sunucuların hassas davranması ile gerçekten çok nitelikli, çok kaliteli geçti.”
RTÜK’le de yakın görüştüklerini belirten Başkan Erbaş, “RTÜK’le de zaman zaman görüşüyoruz, milletimizi rahatsız eden konular, programlar, hatta her konuda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak görüşlerimizi her zaman dile getiriyoruz, bunun pek çok örneği var” ifadelerini kullandı.
“Deizmin ne olduğunu anlattığınız zaman gençlerimiz buna tenezzül etmez”
Başkan Erbaş, deizmin ne olduğunun büyük bir kesim tarafından bilinmediği değerlendirmesinde bulunarak, şunları söyledi:
“Deizm, Peygamberi devreden çıkaran, Peygamberi reddeden bir anlayıştır. Yani ismi belki cazip gelebilir, ama ne olduğunu anlattığınız zaman bizim insanımız, gençlerimiz buna tenezzül etmez, tevessül de etmez. Deizmle ilgili konular tartışılmaya başlandığında 80 kişilik bir heyetle 3 günlük bir toplantı yaptık. İlahiyat fakültelerinden felsefe, din psikolojisi, din sosyolojisi, dinler tarihi ve alanla ilgili hocalarla toplantı yaptık, 2 günlük bir çalıştayla Türkiye’deki durum nedir, bunu tespit etmeye çalıştık. Bunun üzerine bu çalıştaydan sonra bir kamuoyu araştırması yaptık. ‘Ben deistim’ diyenlerin oranı yüzde 1 bile değil, Yani araştırmacı bu soruyu soruyor, cevabında orana girmeyecek derecede azdır diye bir cevap ortaya çıkıyor. Biz yine de tedbirlerimizi alıyoruz.”
“Yayınlarımızı dijital olarak da insanımıza ulaştıracağız”
Diyanet İşleri Başkanlığının gençliğe yönelik yapmış olduğu yayınlara değinen Başkan Erbaş, “İnşallah önümüzdeki günlerde Dijital Yayıncılık Daire Başkanlığımızı kuruyoruz. Bununla ilgili hazırlıklarımızı yaptık. Dijital Yayıncılık Daire Başkanlığımızı kurduktan sonra pek çok yayınımızı dijital olarak insanımıza, gençlerimize, çocuklarımıza ulaştıracağız” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, Diyanet TV bünyesinde Diyanet Çocuk isminde youtube kanalı kurduklarını belirterek, “Diyanet TV’de gençlere, çocuklara yönelik yayınlarımız var. Üç radyomuz var; Diyanet Radyo, Kur’an Radyo, Risalet Radyo. Diyanet Radyo’muzda 24 saat hem gençlerimize yönelik, eğitimle ilgili, Diyanet İşleri Başkanlığımızın hizmetleriyle ilgili yayınlar yapıyoruz. Kur’an Radyo ile 24 saat Kur’an-ı Kerim okutuyoruz ve açıklamasını yapıyoruz. Risalet Radyo ile 24 saat Peygamber Efendimizin hadislerini okuyup açıklamalarını yapıyoruz” dedi.
“Gençlerimize rol model olabilmenin gayreti içerisindeyiz”
Dindarlık konusunda gençlerden umutlu olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, “Biz gençlerimize rol model olabilmek için gayret içerisindeyiz. Şuana kadar 25 ilimizi ziyaret ettim. Her gittiğimiz ilimizde üniversitemizi ziyaret ediyoruz. Üniversitede öğrencilerimizle, akademisyen hocalarımızla konferans salonunda buluşuyoruz. Konumuz bilgiden bilince, yani biz bilgiyi elde ediyoruz, ama bunu bilince nasıl dönüştürebiliriz. Tüm gençlerimizle bunu konuşuyoruz. 25 üniversiteyi bu şekilde ziyaret ettim” diye konuştu.
Başkan Erbaş, 81 il ve 922 ilçede Diyanet İşleri Başkanlığının gençlik koordinatörleri olduğunu dile getirerek, “Koordinatörlerimiz gençlerimizle buluşuyorlar, onların kitap okumalarını sağlama noktasında, doğru dini bilgiyle onları buluşturma noktasında konferanslar düzenliyorlar, paneller düzenliyorlar. Bir proje yaptık, projemizin adı “Gençliğe Değer Projesi”. Bu proje kapsamında her bir görevlimiz 1 yıl içerisinde 10 gençle ilgileniyor” ifadelerini kullandı.
“Oturarak namaz kılamayan kardeşimiz, safın içinde tabureye oturarak namazını kılacak”
Diyanet İşleri Başkanlığının camilerdeki sabit oturaklarla ilgili yapmış olduğu düzenlemeye de değinen Başkan Erbaş, “Oturarak namaz kılamayan bir kardeşimize kesinlikle bir sıkıntı çıkarmayacağız, zorluk çıkarmayacağız. O taburesini alacak, safın içinde tabureye oturarak namazını kılacak. Eğer oturabiliyorsa, evla olanı, faziletli olanı yere oturarak namaz kılmasıdır. Ama oturamıyorsa safın arasına girecek tabureyi koyacak, oraya oturacak” şeklinde konuştu.
“Sigara kesin ve kat’i haramdır”
Gazeteci Veyis Ateş’in ‘Sigara haram mı?’ sorusunu yanıtlayan Başkan Erbaş, sigaranın kesin ve kat’i haram olduğunu söyledi.
Pek çok alimin de sigaranın haram olduğunu söylediğini hatırlatan Başkan Erbaş, “İnsanın bedeni mukaddestir, Allah’ın yarattığı bu bedeni beş açıdan korumak gerekiyor. Dinini, aklını malını, canını bir de nesli korumak. Sigaranın sadece birini bile korumaya engel olsa, bu bile haram olması için yeterli. Kaldı ki beşine de zararı var. Dine zararı, biraz incelediğiniz zaman sigara sarhoş edici maddeler arasında sayılıyor. Bugün uyuşturucuya müptela olmuş istisnasız herkesin uyuşturucuya başlama sebebi sigaradır. Uyuşturucuya götüren yol sigarayla başlar” değerlendirmesinde bulundu.
Sigaranın 1 yılda 118 bin 500 kişinin ölümüne sebep olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, “Öldürmek haram mıdır? Öldürmek haramdır. En büyük günahlardan birisidir. Dolayısıyla bu asrın vebasından, asrın felaketinden insanımızı kurtarmamız lazım” dedi.
“Asla bir uçak kiralama olayı olmadı”
Ateş’in ‘Cami açmak için Cibuti’ye giderken uçak kiraladınız mı?’ sorusu üzerine Başkan Erbaş, şu cevabı verdi:
“Hayır, asla öyle bir uçak kiralama olayı olmadı. 29 Kasım Cuma günü caminin açılışını yaptık, ondan zannediyorum 3 gün, 4 gün önce Meclis Başkanımız, bazı milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Afrika Parlamenterler Toplantısı için Cibuti’ye gitmişler. Biz de Meclis Başkanımız ve parlamenterlerimiz oradayken ikinci bir iş olmasın diye cami açılışını aynı güne denk getirdik. Ben Cuma sabahı Türk Hava Yollarının tarifeli uçağına bindim ve 6 saat sonra sabah namazı çıkmak üzereyken Cibuti’ye ulaştım, o gün açılışımızı yaptık ve döndük. Tarifeli uçakla gittim, Meclis Başkanımız ve beraberindeki heyetin daha önce Afrika Parlamenterler Zirvesi için gittiği Cumhurbaşkanlığına ait uçakla onlarla birlikte geri döndüm. Bir de, heyet olarak da gitmedik. Sadece yanımda yardımcı iki arkadaşımla gittik. Bu tür haberlerde yanlış yapılabilir, ama bu yanlışı yapanlar, hatta yalan ve iftira yapanlardan insan bir özür bekliyor, bir ay geçti hala bu özür gelmedi.”
Başkan Erbaş, 2020 yılı için müracaat yaptıklarını, imam hatip, Kur’an kursu öğretmeni ve müezzin alacaklarını söyledi.