Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, katıldığı “Çanakkale Şehitlerini Anma Programı”nda, “Biz birlik olabildiğimiz, kardeşliğimizin farkına vardığımız zaman, önümüzde durabilecek hiçbir şer güç yoktur” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yılı dolayısıyla Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi Tacettin Aslan Camii’nde düzenlenen “Çanakkale Şehitlerini Anma Programı”na katıldı.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün düzenlediği programda bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bundan 103 yıl önce, inançlı bir milletin yüreklerindeki imanın gücü ile yazdıkları destanın sene-i devriyesindeyiz. Şehitlerin nesli olarak bugün bize düşen ecdadın neyin mücadelesini verdiğini anlamaktır. Onlar hangi değerler için toprağı kanlarıyla sulamışlarsa, o değerleri yaşamak ve yaşatmaktır” dedi.
“Şehitlerimizin yaşatmayı istedikleri ve bu uğurda can verdikleri en büyük değer kardeşliğimizdir, birlik ve beraberliğimizdir” diyen Başkan Erbaş, “Çanakkale’de mezar taşlarının üzerinde sadece Çanakkale’den mi şehitlerin isimleri vardır? Sadece İstanbul’dan mıdır şehitler? Hayır, Diyarbakır’dan, İzmir’den, Erzurum’dan gelmiş, hatta Kudüs’ten, Musul’dan, Kerkük’ten, Şam’dan, Kahire’den, Bosna’dan, Kosova’dan gelmiş bu topraklarda şehid düşmüş nice yiğit gençler vardır.”
Başkan Erbaş, birlik ve beraberliğin önemine değinerek şunları kaydetti:
“Gelibolu Muharebeleri şunu haykırmaktadır: Biz birlik olabildiğimiz, kardeşliğimizin farkına vardığımız zaman, önümüzde durabilecek hiçbir şer güç yoktur.”
“Çanakkale Zaferi, Bedir Harbi’nin kardeşidir”
Başkan Erbaş, Çanakkale Zaferinin, Bedir Harbi’nin, Uhud meydan muharebesinin kardeşi olduğuna işaret ederek, Çanakkale’nin, geçmişteki zaferlerin mana ve ruhunu taşıdığını ve Çanakkale Savaşının bu toprakların İslam olarak kalıp kalmayacağının belirlendiği bir savaş olduğunu kaydetti.
Şehitleri anlamanın sorumluluklarımızı anlamak olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “Müslümanlar dünyanın gidişatından sorumludurlar. Müslümanlar, iyiliği hakim kılmak ve kötülüğe engel olmakla sorumludur” ifadelerini kullandı.
“Çanakkale adanmışlık ve fedakarlık destanıdır”
Evlatlarını, ciğerparelerini, din için, vatan için, millet için şehadete, süsleyerek gönderen fedakâr anaların unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Başkan Erbaş, “Çanakkale’de, 1. Dünya harbinin bütün cephelerinde Sarıkamış’ta, Yemen’de, Kûtu’l Emare’de yaşananlar ve akabinde Kurtuluş Savaşında yaşananlar birer adanmışlık ve fedakârlık destanıdırlar” diye konuştu.
“İman, en büyük imkan ve kuvvettir”
Başkan Erbaş, Çanakkale Zaferi’nden alınacak diğer bir dersin imanın en büyük imkân ve kuvvet olduğuna vurgu yaparak. “Zaferler inançlı gençlerle kazanılır. Seyyid Çavuş’a o devasa yükü sırtlama gücünü veren imanıdır” şeklinde konuştu.
“Evlatları Allah rızası için savaşan bir millet kıyamete kadar var olacaktır” ifadelerini kullanan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Şüphesiz hayat bir imtihandır. Dönüşümüz Allah’adır. Şehitlik en güzel gidişle Allah’a gitmenin adıdır. Şehit; Rabbinin kendisi için hazırladığı nimetlere şahit olacaktır. Şehit; iman eden, sabreden ve iyiliğin mücadelesini verenlerin asla mağlup olmayacaklarını, müthiş nimet ve mertebelere nail olacaklarını, bizzat yaşayarak gören, şahit olandır. Bu yüzden ona şehit ismi verilmiştir. Şehit aslında ölmemekte, Allah’ın huzurunda bir şahit olarak diri bulunmaktadır.”
Kur’an Kerim, Mevlid-i Şerif ve kasidelerin okunduğu, şehitler için duaların yapıldığı programa, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, İl Müftüsü Arif Gökce ile çok sayıda vatandaş katıldı.